Onlar 60 yaşındaki sizi anlatsın, siz yazın...

 

Onlar 60 yaşındaki sizi anlatsın, siz yazın...

Onlar 60 yaşındaki sizi anlatsın, siz yazın...

Melis Mollaoğlu Başar GKL 2011 Mezunu

Ortalama 12 sene boyunca okudunuz, dersler geçtiniz, sınıflar atladınız, sınavlar verdiniz ve yıllardır alışkın olduğunuz sınav maratonunda en önemli dönemece geldiniz. Aileniz, öğretmenleriniz, arkadaşlarınız, akrabalarınız herkes sizin ilerde ne olacağınızı merak ediyor; hatta belki de siz cevaplamadan kendileri cevaplıyor kendi sorularını.

“Şu bölüm mü? Bence falanca bölümü oku, daha çok para kazanırsın.”

 

“Filanca bölümden mezun olanlar çok başarılı oluyorlar.”

 

“Bence sen doktor olmalısın.”

 

“Senin ikna kabiliyetin yüksek, senden iyi bir avukat olur.”

 

“Bence o bölüm sana hiç uygun değil.”

 

Burası artık hayatınızın dönüm noktası.

Burası artık hayatınızın şekilleneceği, bundan sonra ne olacağınızın belirleneceği dönem.

Köprüden önceki son çıkış...

 

Gerçekten böyle mi dersiniz? Hayır.

 

Mevcut sistem içerisinde siz elinizden geleni yaptınız ve bir üniversiteye girdiniz, belki yukarıdaki gibi “tavsiyeleri”, belki de kalbinizin sesini dinlediniz veya puanınız nereye müsaade ettiyse o bölüme girdiniz.

 

Artık üniversitedesiniz ve bundan sonra yapacağınız en doğru şey, zamanınızı en verimli şekilde değerlendirmek.

Peki bunu nasıl yapacağız ve nereden başlayacağız?

 

Ben 6 sene önce üniversiteden mezun olmuş, üniversite ve iş hayatında farklı işleri tecrübe etmiş, en sonunda kurumsal hayatı bırakıp kendi işini yapmaya karar vermiş biri olarak; okurken ve yeni mezun olduğunuz dönemde size faydalı olacak naçizane tavsiyelerimi sıralamadan önce böyle bir giriş yapmak istedim.

 

Çünkü tüm tavsiyelerden önce dönüp kendinizi anlamanız gerekir. Siz kendi temel amacınızı oluşturmadan, üzerine söylenecek hiçbir tavsiye anlamlı olamaz.

 

O zaman ilk naçizane tavsiyemle başlayalım:

 

Sessiz bir odaya girin ve elinize kâğıdı-kalemi alın.

Gözlerinizi kapatın ve yıllar yıllar sonraya gidin...

60 yaşınızdasınız ve doğum gününüzü kutluyorsunuz.

Tüm sevdikleriniz, aileniz, tanıdıklarınız sizin için orada ve yeni yaşınızı kutlarken sizinle ilgili güzel dileklerini açıklayacak ve biraz da sizden bahsedecekler.

 

  • İlk konuşmacı; aileniz ya da akrabalarınız arasından birisi. Çocuklar, erkek ve kız kardeşler, yeğenler ve teyzeler, halalar, amcalar, dayılar, kuzenler, büyükanne ve büyükbabalar…

 

  • İkinci konuşmacı; dostlarınızdan biri. Bir insan olarak sizi anlatacak.  

 

  • Üçüncü konuşmacı; işyerinizden ya da sizin mesleğinizden. (Öte yandan hangi işi yapmak istediğinizi de gözünüzde canlandırmaya çalışın.)

 

  • Dördüncü konuşmacı; hizmet verdiğiniz toplumsal bir kurumdan, bir sosyal sorumluluk projesinden veya gönüllü bir oluşumdan.

 

Şimdi iyice düşünün:

 

  • Bu konuşmacıların her birinin sizinle ve yaşamınızla ilgili neler söylemesini istersiniz?
  • Sizin nasıl bir eş, baba ya da anne olarak yansıtmalarını arzu ederdiniz? Nasıl bir oğul ya da kuzen?
  • Nasıl bir dost?
  • Nasıl bir iş arkadaşı?
  • Sizde ne tür bir kişilik görmüş olmalarını tercih ederdiniz?
  • Ne tür katkılarınızı ve başarılarınızı hatırlamalarını isterdiniz?
  • Onların yaşamlarında ne tür bir değişiklik yapmış olmayı arzu ederdiniz?

 

Ve aklınıza gelen her şeyi önünüzde bulunan kâğıda dökün.

Yazın, yazın, karalayın.

60 yaşınıza gidin ve oturduğunuz yerden sevdiklerinizi dinleyin.

Onlar anlatsın, siz yazın…

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın…

 

Melis

*İtalik yazılı bölüm “Stephen Covey – Etkili insanların 7 Alışkanlığı” kitabından alıntıdır.

Benzer Gönderiler...

Kendinden Asla Vazeçme

Kadınlara yönelik önyargı, baskı kurma çabası ne yazık ki hız kesmeden devam ediyorken biz kadınlar güçlü ve dimdik durmalıyız. Bazen umutsuzluğa düşsem de kendimden vazgeçmediğim hikayemin bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz güçlü kadınlar olarak hiç vazgeçmemeli, hep gücümüzün farkında olarak kendimize inanmalıyız. Elbet bir gün güzellikler ve hak ettiğimiz bizi bulacak. Sıkıntılar hep var, hep var olacak. Ancak unutmayın ki yalnız değilsiniz ve kendinize inanmaktan asla vazeçmeyin.