Bir Düşünce Gücü: Çekim Yasası
Neslihan Sezer GKL Mezunu
Merhabalar. Bugün sizlerle farklı bir konu hakkında tartışmak istiyorum. Konumuz: çekim yasası. Bu yasayı geçen haftalarda izlediğim bir belgeselde(Belgeselin Adı: Secret) duydum ve denemeye başladım. He evet, işe yaradı diyecek halde değilim ama uygulamaya başladığınızda sizdeki enerjinin yükselmesini sağladığını rahatlıkla söyleyebiliyorum.
Peki nedir bu çekim yasası?
Hepimizin hayatta istekleri, hayalleri ve amaçları var. Bunları gerçekleştirmek için de zaman zaman sıkı bir çalışma sergilerken zaman zaman da bu sıkı çalışmanın ivmesini kaybettiği bir döneme giriyoruz. Genellikle bu dönemde kendimizi başaramayacağımız yönünde etkiliyoruz ve bu dönem hem biraz daha fazla uzuyor hem de bizim amacımıza bağlılığımızı zayıflatıyor. İşte, çekim yasası etkisini bu evrede ve hatta daha önceki evrelerde kendini göstermeye başlıyor. Çekim yasası, düşündüğümüz durumu hayatımıza entegre etme becerisidir. Hani, hep deriz ya: Ben çok şanssızım, kesin şu işi yaparken başıma şunlar gelecek, kesin tek seferde başaramayacağım vs. İşte, hep bu düşüncelerimizi vurguladığımız için o işleri yaparken de olumsuzu arar beynimiz, sonra o düşündüklerimiz başımıza gelir ve tekrar genellemelerimize bir yenisi eklenmiş olur. Tabii ki, böyle düşündük ve sonucunda düşündüklerimizin hiçbiri gerçekleşmemiş de olabilir. Ne güzel! Ancak çekim yasasının burada önemsediği şey, çevremize ve en önemlisi kendimize verdiğimiz enerjinin pozitif oluşudur.
Bir işi gerçekleştirirken, korka korka başınıza bir işin geleceğini düşünerek mi yapmayı istersiniz yoksa süreçte başınıza gelecek işleri düşünmeden o anın tadını çıkararak her evrede kendinize bir şey kattığınız bir düzende çalışarak mı o işi yapmayı istersiniz?
Bence, hepimizin seçeneği aynı. İkinci seçenek. Öyleyse neden kendimize bunu yapıyoruz? Hayatımızda olan her duruma sadece düşündüklerimizle etki edebilecekken neden kendimizin düşmanıymış gibi hareket ediyoruz?
Bu da “Olduğun şey ne düşündüğündür.” demiş. Düşüncelerimiz akışımızı belirler, anımızı belirler. Ne düşünürsek etrafımızda gördüklerimizi de düşüncelerimize benzetmeye çalışırız. Bu yüzden düşüncelerimiz geleceğimizi şekillendirir. Bugün ne düşünerek başlarsak, geleceğimizde de gerçekleştirmek istediklerimize ya biraz daha yaklaşırız ya biraz daha uzaklaşırız. Seçim bizim elimizde.
Her zaman deriz ya bir başkasına: İyi düşün iyi olsun diye. Bunu başkalarını desteklemek için söylerken kendi hayatımızda uygulamada eksik kalıyoruz ne yazık ki. Şimdi bir hikayeden bahsetmek istiyorum size:
Jerry, çevresindekilerin çok sevdiği insanlardan biriydi. Keyfi her zaman yerindeydi. Her zaman söylenecek olumlu bir şey bulurdu. Hatta bazen etrafındakileri çıldırtırdı. Bu adam nasıl bu kadar iyimser olabiliyordu? Birisi nasıl olduğunu sorduğunda, “Bomba gibiyim.” diye yanıt verirdi.
Jerry doğal bir motivasyoncuydu. Yanında çalışanlardan biri, o gün kötü günündeyse, Jerry yanına koşar, duruma nasıl olumlu bakılacağını anlatırdı. Bir gün Jerry’e gittim. “Anlamıyorum. Nasıl olur da, her zaman, her koşulda bu kadar olumlu bir insan oluyorsun? Nasıl başarıyorsun bunu?”
Her sabah kalktığımda kendi kendime “Jerry bugün iki seçimin var: Havan ya iyi olacak ya kötü.” derim. Havamın iyi olmasını seçerim. Kötü bir şey olduğunda yine iki seçimim var: Kurban olmak ya da ders almak. Ben başıma gelen kötü şeylerden ders almayı seçerim. Birisi bana bir şeyden şikayete geldiğinde yine iki seçimim var: Şikayetinin onaylayıp çoğaltmak ya da onun hayatının olumlu yanlarını göstermek. Ben hayatın olumlu yanlarını göstermeyi seçerim. Hayat seçimlerden ibarettir. Her durumda bir seçim vardır. Sen her durumda nasıl davranacağını seçersin. Sen havanın, tavrının iyi ya da kötü olmasını seçersin. Yani sen, hayatını nasıl yaşayacağını seçersin. (Mümin Sekman – İnsan İsterse 1. Kitabından alınmıştır)
Hepimiz Jerry gibi bir seçim yapıyoruz. Evet, hayatta her an iyi olma seçeneği bize biraz zor gelebilir ama bir deneyelim en azından. Çevremizdekilerin halini nasıl etkilediğimizi görelim, kendi dünyamızı nasıl değiştirdiğimizi bir görelim. Her gün, yatmadan önce bir kenara bugün başımıza gelen 3 güzel şeyi yazalım ve her günün bize getirdiği güzellikleri görelim. Küçük, büyük hiç fark etmez. Her gün, yeni bir güne hoş geldin diyoruz. Her yeni bir gün bizim için yeni bir güzellik getirir, önemli olan o güzellikleri Jerry gibi görebilmeyi seçtiğimizde karşımıza çıkarabilmektir. Çekim yasası, olumlamayı seçmektir. Düşüncelerimize yön verdiğimiz günlerimiz olsun. 2019’u düşüncelerimizi kontrol altına alarak bitirelim ki 2020 hep düşüncelerimizin ürününü sunsun bizlere.
Seçimlerimizin ve düşüncelerimizin farkında olmamız dileğiyle…