GELECEĞE BAK: OYUNCAK!

 

GELECEĞE BAK: OYUNCAK!

GELECEĞE BAK: OYUNCAK!

Emine Yıldız GKL Mezunu

Çevremizle ne kadar ilgiliyiz? Baktıklarımızdan, gördüklerimizden neler çıkarıyoruz? Bu çıkarımlarımızla etrafımızı nasıl etkiliyoruz? Bu soruların aklımda canlandığı bir anımı anlatmak istiyorum sizlere.

 

Üniversitenin tanıtım biriminde çalışırken öğle yemeği sırasında Pakistanlı bir hocamızla yemek yeme fırsatım olmuştu. Gelecekteki meslek seçimini doğru yapmamızın veya yaptırmamızın güzel bir yolunu öğretti bize sağolsun.

Hikaye şöyle ki hocamızın arkadaşının oğlu vardı. Baba ve oğul çeşitli aktivitelerde bulunurken babası her zaman için oğlunun meyilli olduğu alanları keşfetmeye çalışıyordu. Oyuncak dükkanına girdikleri zaman oğlunun beğendiklerini inceliyordu tek tek ve bir gün fark etti ki oğlu sürekli uçaklarla ilgileniyordu. İlk olarak küçük bir uçak alarak başladılar, daha sonra oğlu büyüdükçe uçakları da büyüttü baba. Aynı zamanda oğlunun ilgisinden emin olmak için değişik teknikler de kullanıyordu babası. Televizyonda uçak belgeseli yayınlanırken oğlunun dikkatlice izlediğini fark eden baba bilinçli olarak kanalı değiştirir ki oğlunun tepkisini ölçebilsin. Oğlu “Baba, uçak vardı, uçak vardı. Bir önceki kanala geri dönelim.” diye ısrarcı olunca babanın heyecanı git gide arttı ve bir gün eve kocaman bir oyuncak uçakla geldi. Oğlu, uçağı parçalarına ayırarak çalışma mekanizmasını daha iyi anlayabilecek, sadece uçağın dışı ile değil içi hakkında da bilgi sahibi olacaktı. Aynı zamanda uçakların mekanik ve teknik bilgileriyle ilgili dergiler getirip oğluyla birlikte okudu baba. Bunları yaparken büyük bir heyecan ve zevkle yapıyordu. Çünkü baba biliyordu ki oğluna çok büyük bir yardımda bulunuyordu. İleride hayatını şekillendireceği mesleği keşfetmesine destek oluyordu. Hikayenin sonu şöyle ki oğlan büyüdü ve eğitimini ilgili olduğu uçak üzerine tamamladı. Lise ve üniversiteye geldiğinde seçeceği bölümü biliyordu, neyi sevdiğini biliyordu ve en önemlisi de severek gidiyordu okuluna. O kadar iç içe büyümüştü ki uçaklarla, eğitimini alması da zor olmadı oğlunun.

Babayı tebrik ve takdir ettikten sonra önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Bu örneği bizim ülkemizde canlandırmak istiyorum. (Elbette ki herkesi değil ama toplumun büyük bir kısmını kaplayan bir örnek) Bakın senaryo nasıl: Anne veya baba evladıyla oyuncakçıyı gezerken çocuk elinde oyuncakla gelir. Ebeveynimiz daha oyuncağın ne olduğuna bile bakmadan merak içinde etikete bakar. Etikette gördüğü sayı belirleyecekti kararını. Almalı mı almamalı mı? Belki ucuz ama hiç faydalı olmayacak ya da pahalı ama nelere vesile olacak? Bunlar hiç düşünülmez. Ne yazık ki ülkemizde çoğu şeye kısa süreli yatırımlar yapıyoruz. Yollarımıza, okullarımıza, bahçelerimize en önemlisi de çocuklarımıza. Onlara ev, araba, yat, kat bırakamayabiliriz ama onlara eğitimli birey olmalarına destek olarak asıl sermayeyi bırakmak için sonuna kadar çabalayabiliriz. Ev satın alamazlarsa başkasının evini kiralayıp barınma ihtiyaçlarını giderebilirler ama kendi işlerini sevmezlerse başkalarının sevdikleri işi yaparlar ve ne kadar mutlu olurlar orası muamma. Hangisi daha kötü bir düşünelim. Belki çok küçük gibi görünen bu detaylar ileride büyük bir mutluluğun ham maddeleri olabilirler. Henüz anne olmamış bir birey olarak her zaman bu detaylara dikkat etmiş ve uygulayacağıma dair kendime söz vermişimdir. Bilinçli ebeveynler olabilmek duasıyla…

Benzer Gönderiler...

Eleştirel ve Yaratıcı Düşünme Becerisi

Merhaba sevgili kız kardeşlerim, bu yazımda sizlere 21.yy becerileri arasında çok önemli olduğunu düşündüğüm eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme becerisinden bahsetmek istiyorum.