Gönüllülük sizi A noktasından Z noktasına kadar taşıyabilir

Başkalaşım nasıl gerçekleşir ? Kişiliğimizi nasıl geliştirebiliriz? Farklı bakış açıları kazanmakta ne ola ki ? Gönüllülük bu soruların cevabını bulmakta size yol arkadaşı olabilir. Bu yazıda daha çok gönüllülüğün kişiliğimi nasıl geliştirdiğini ve değiştirdiğini sizlerle paylaşmaya çalıştım. Ben kendisini hep çok iyi bir yol arkadaşı, başarılı bir yol gösterici olarak gördüm. Umarım sizler de yazımı okuduktan sonra gönüllülüğe bu açıdan yaklaşmaya başlarsınız :)

 Son zamanlarda attığımız her adımın hayatımızı, geleceğimizi nasıl şekillendirdiğini bizzat deneyimliyorum. Tandığımız her insan, katıldığımız her etkinlik hatta izlediğimiz her filmin bile bizler farkında olmadan hayatımız üzerinde ne çok etkisi var ! Hayat mottom "hep heyben bilgi ve deneyim ile dolu tutacaksın" oldu şu zamana kadar. Yeni girdiğim her ortam, tanıdığım her insan, deneyimlediğim her durum heybemi doldurdu hatta bazen ağırlaştırdı bile. Profesyonel çalışma hayatına yeni girmiş biri olarak, beni bu noktaya yani A noktasından Z noktasına (en azından ben bu şekilde tanımlıyorum) götüren en önemli deneyimin ne olduğu konusuna fazlasıyla kafa yorduğum günler geçiriyorum. Aslında sorumun cevabı çok basit ve ben zaten en başından beri cevapla birlikte bu yolda ilerliyorum. 

 Üniversite'ye ilk adım attığım andan itibaren sivil toplumun içinde, farklı kuruluşlarda yer almaya özen gösterdim. Sanırım 8 farklı dernek/ vakıf'ta yer aldım. Bu da şu demek oluyor; neredeyse tüm dezavantajlı gruplarla çalışma fırsatı elde ettim. Lisans eğitimim boyunca beni en çok besleyen alan sivil toplum oldu. Sadece mesleki (sanırım psikolog olduğumu belirtmeliyim:) ) anlamda değil, kişisel gelişim, sosyal hayatta aktif yer alma, network oluşturma vs. gibi yönlerden de kendimi geliştirmem için çok ciddi fırsatlar yakaladığım bir süreç oldu ve olmaya devam ediyor sivil toplum maceram. Farklılıklara saygı duymayı öğrendiğim, ekip çalışmasının ne demek olduğunu deneyimlediğim, hatta ve hatta topluluk önünde konuşma korkumu yendiğim çılgın bir 6 yılın kişiliğime katkılarından kısaca söz etmeye çalışacağım bugün. Beni ben yapan, benliğimi keşfetmemi sağlayan, bambaşka mesleklerden insanlarla bir araya gelmemi sağlayan gönüllülük deneyimlerimdir. Üniversite yılları hemen hemen her birey için gerçek benliğini keşfettiği, artık yetişkinliğe adım attığı bir süreçtir. Sanırım ben metamorfozumu üniversite de değil, sivil toplumun içerisinde tamamladım :)

 Üniversite'ye yeni başlayan veya okuyan tüm arkadaşlarımın bana sorduğu ortak bir soru var," Kendimizi geliştirmek için ne yapmalıyız?" Benim cevabım ise her zaman kısa ve net olmuştur: "Gönüllülük yapın!" Elbette dil öğrenmek, çeşitli kurslara ve eğitimlere katılmakta çok değerli. Ancak insan öncelikle kendi benliğini keşfetmeli ki önünü görebilsin, geleceğini daha iyi şekillendirebilsin. Bu nedenle nacizane önerim, gidin ve kendinize en yakın çalışma alanını seçip orada gönüllülüğe başlayın! Kimbilir belki siz de kendi başkalaşımınızı sivil toplumun bir alanında gerçekleştirirsiniz ;)