Hayal Etmek Sınırsız
Merve Ay GKL Mezunu
Şu an sizi en çok ne mutlu eder, ne dindirir içinizdeki amansız karıncalanma hissini? Düşünün ve harekete geçin. Bir hayal kuralım ya da bin hayal kuralım, gerçekleşsin mi? Haydi bakalım.
Bugün bütün alışkanlıklarımızı bir köşede bırakıp kafamızın götürdüğü yere gidelim mi, ne dersiniz? Bahar geldi, en sevdiğimiz mevsim, günlerden Pazar. Sanki güzel olan her şey bizim için sıraya geçmiş gibi. Bugün sabahın erken saatinde kalkıp güneş henüz yüzünü göstermemişken pencereden kafamızı çıkarıp bütün dünyayı kucakladığımız bir gün olsun. Bugün her zaman yaptığımız şeyi yapmayalım, çay içmeyelim mesela kahvaltıda. Saçımızı toplamayalım makyaj yapmayalım, biz böyle zaten çok güzeliz. Öyle alelacele edilmiş bir kahvaltıyla, apar topar dışarı atalım kendimizi. Her zaman geçtiğimiz sokaktan geçmeyelim, uzatalım yolları gözümüzün alabildiğine. O uzun ve taşlı yolda yürürken baharın esintisiyle, yağmurun toprakta bıraktığı muhteşem kokuyla sarhoş olalım. Biraz sonra köşedeki yaşlı ağacın, tomurcukarını güneşe gösterdiğini gördük diye mutlu olalım. Mutlu olmak için büyük nedenlere gerek yok ki. Dans edelim, şarkı söyleyelim, şarkı dinleyelim. Etraftaki garip meraklı bakışlara aldırış etmeden kafamızın götürdüğü yere gidelim. Ancak sokak lambaları yanmaya başlayınca akşam olduğunu farkedelim. "Şimdi bahçemdeki akasya ağacına yağmur damlaları düşmüştür, ne de güzel kokar" Koşar adım evin yolunu tutarken sokağın başında duyalım o kokuyu bir de yanına kahve oldu mu, daha ne ister ki insan. Huzur veren bir melodi açalım, sözleri olmasın, şu an bu bir düşse o melodiye koymak istediğimiz bir hikaye koyalım. Herkes hayal kursun sözleri olmayan bir melodi eşliğinde. Şimdi hayal etmek sınırsız, o hayale ekleneceklerde.
Sınırlar koymadığımız, kendimizi yargılamadığımız, ne olursa olsun kendimizden vazgeçmediğimiz bir hikaye yazalım. Yüzümüzdeki gülümsemeyi hiç kaybetmeyelim.
Bir başka yazıda görüşünceye dek sağlıcakla kalın.